Açgözlü bir çoban vardı,
Heybesini basıp gitti.
Başçobanlık imiş derdi,
Dört bir yanı kasıp gitti.

Bırakmadı ayılsınlar,
Hep sürüden sayılsınlar.
Şöyle serbest yayılsınlar,
Özgürlüğü kısıp gitti.

Gökyüzüne bulut ağdı,
Dolu gibi kurşun yağdı.
Zannetmeyin güneş doğdu,
Hava böyle pusup gitti.

Sürüleri güneş tuttu,
Doymak nedir, bak unuttu.
Parçaladı kurtlar yuttu,
Yarısını kusup gitti.

Yaralı bir koyun vardı,
Neden sonra çoban gördü.
Sağ yanını iyi sardı,
Sol yanını kesip gitti.

Gündüzün göz göre göre
Leş doldu dağ ile dere.
Dedim: Çoban böyle nere?
Tüfeğini asıp gitti.

Çoban şimdi Armutlu'da,
Gelecekten umutlu da.
Gerçi çoban çok mutlu da,
Bindebir'im küsüp gitti.

06.11.2004
Ozan Bindebir