Sen hasta olmuşsun kimin neyine,
Nöbetini eller tutar mı dostum?
İster çalış, ister çek git köyüne,
Bekçi insan gece yatar mı dostum?

Ya sahadır, ya kulübe mekânın,
Seni mi bekliyor hanın, dükkânın?
Yüz elli milyonla çıkacak canın,
Bu para bir eve yeter mi dostum?

Sen çalış çabala hepsi nafile,
Soğan, ekmek alıp geldin nevale.
Hep sustuğun için düştün bu hâle;
Sanki mahkûm senden beter mi dostum?

Gece ayaz, rüzgâr deli eserken,
Görüyorum tuza ekmek basarken.
“Kaderime lânet” deyip küserken;
Yoksulun borusu öter mi dostum?

Yıllardır gündüzün, gecen karışmış,
Gözlerin morarmış, yüzün buruşmuş.
Yüksel der, ‘bekçilik nasıl zor işmiş”
Derdin anlatmakla biter mi dostum?

29.11.2000