Herkese cennettir doğduğu yerler,
Toprağı tanıdık, taşı tanıdık.
Köylülerim kalkmış işe giderler,
Kirpiği tanıdık, kaşı tanıdık.

Motorunu süren çıktı tarlaya,
İnşallah emekler gitmesin zaya.
Üç-beş gariban da yürüyor yaya,
Kendisi, çocuğu, eşi tanıdık.

Köyün meydanına geldik, dayandık
Bir yandan çamura, küle boyandık.
Harmanda bir horoz öttü, uyandık;
Tavuğu, cücüğü, kuşu tanıdık.

Kedi miyavlıyor, köpek uluyor;
Bir an yüreğine sevinç doluyor.
İnsan da köyünde huzur buluyor,
Çevrende gördüğün kişi tanıdık.

“Hiç mi yabancı yok? ”, demeyin sakın!
Bana kulak verin, sözüme bakın!
Yerli turist köye edince akın;
Üçü yabansıysa, beşi tanıdık.

Yolumuz amcamın eve sapıyor,
Kucaklayan hasret ile öpüyor.
Aysel Yengem hamur işi yapıyor;
Gözleme tanıdık, pişi tanıdık.

Şerif Dudu Eme’m görüyor bizi,
Koşup gelecek ya tutmuyor dizi.
Heyecandan yaşla doluyor gözü;
Gülüyor; dudağı, dişi tanıdık.

Özlem giderirken kargada, kuşta
Eve geldik, bizim Halil uçuşta.
Bir aklı Erdoğan, bir aklı Buş’ta;
Hayali tanıdık, düşü tanıdık.

Bir mercimek helle yapıyor Yeliz,
İki kazan olsa vallahi yeriz.
Yarın sabah sütlü çorba isteriz;
Ekmeği tanıdık, aşı tanıdık.

Hemi annem öldü, hem de pederim,
Hoş karşılansam da kalmamış yerim.
Ele gelin olmuş gül yüzlü yârim;
Öptüğüm yanağı, döşü tanıdık.

Bindebir’in arttı derdi, gümanı,
Bağlayım sözümü geldi zamanı.
Boztepe’yi sardı bahar dumanı;
Baharı tanıdık, kışı tanıdık.

14.03.2009

Açıklama:

Pişi : Hamur olarak yağda kızartılmış ekmek.
Eme: Babanın kız kardeşi (Yöresel) .
Helle: Mercimekle yapılan unlu çorba.

Ozan Bindebir