“Meyvesiz bir ağaç taşlanmaz.” derler,
Taşlandıysam eğer ne mutlu bana.
“Duygusuzlar yanıp, haşlanmaz.” derler,
Haşlandıysam eğer ne mutlu bana.

Çırak, ustasından hisse kaparmış,
Mecnun, Leyla’sına sanki taparmış,
Bahçıvan, cins meyve aşı yaparmış,
Aşlandıysam eğer ne mutlu bana.

Bilmezdim, her gülde diken olurmuş,
Bülbül, gülden ayrı kalsa; ölürmüş.
Armudun iyisi güze kalırmış,
Kışlandıysam eğer ne mutlu bana.

Vicdanı olmayan acı çekmezmiş,
Ham meyveyi karga bile kekmezmiş.
Çiftçi ham toprağa tohum ekmezmiş,
İşlendiysem eğer ne mutlu bana.

Hayal cennetinden çok öte geçtim,
Ne bir Hızır gördüm, ne bade içtim.
Yobaz meclisinden hep uzak kaçtım,
Dışlandıysam eğer ne mutlu bana.

Yüksel’im çiçekte sevdim arıyı,
Hep “Sevgi Kaynağı” bildim Tanrı’yı.
Ömrüm hep bu yolda geçti yarıyı,
Yaşlandıysam eğer ne mutlu bana.

31.03.2003
Ozan Bindebir