Bahar gelip Mayıs ayı, türlü çiçek açarken

Yazı yaban buram buram mis kokular saçarken,

Balarısı bir çiçekten diğerine uçarken,

Gelin gibi süslenirim, benim adım: Gelincik.

 

Kimse bilmez bana göre benim de bir yaram var,

Sarı, turuncu, kırmızı; üzerimde kara’m var.

Ak meme gibi doluyum, süt vermeye sıram var,

Hem besler, hem beslenirim, benim adım: Gelincik.

 

Kimisi der “gelinotu”, kimi der “gelingülü”

Kimisi “aşotu” der de, kimisi der “angülü”

Bana sakın benzetmeyin, bağda dikenli gülü!

Üzülürüm, hislenirim, benim adım: Gelincik.

 

Soyunurum üzerimden o yemyeşil tacımı,

Kırmızıya bürünürüm, atarım utancımı.

Hastalara şurup oldum, bilirler ilacımı;

Bilmeyene seslenirim, benim adım: Gelincik.

 

Kısacası ben çareyim, türlü onulmaz derde,

Toprakta kırmızı bayrak, göğe çekilmiş perde…

Ben biterim Mehmetcik’in, şehit düştüğü yerde,

Güvenirim, yaslanırım, benim adım: Gelincik.

 

28.04.2015 – (8+7)

Ozan Bindebir (Yüksel KILIÇ)