Her zaman yürüyor varsılın işi;

Yüce dağ başından aşar mı aşar.

Ölmeden çekilir yoksulun fişi;

Dünyada tesadüf yaşar mı yaşar.

 

Yoksulu yeniyor varsılın fendi,

Fakir köle olmuş, onlar efendi.

Garibin dizinde derman tükendi;

Biraz tökezlese düşer mi düşer.

 

Patron işçilerden beğenir seçer,

Zengin; pirzola yer, viskisin içer.

Yoksul; dilenmeye el avuç açar;

Aç insanlar çöpü deşer mi deşer.

 

Yoksulun halısı; hasırdır, çuldur.

Oğlu şehit olmuş, gelini duldur.

Zengini koruyan yine yoksuldur;

Bu tezada aklım şaşar mı şaşar.

 

Eli işe erer, aklı da erse

Sömüren varsılın dersini verse…

Asgari ücretle bir işe girse;

Ensesinde boza pişer mi pişer.

 

Fakirin açlıktan çıkmıyor sesi,

Ensesi kalına hep özel besi…

Yoksul evlenemez, zengin bebesi;

Senede bir hanım boşar mı boşar.

 

Zalim oyununu bozamaz isem,

Haksıza, yolsuza kızamaz isem,

Arada taşlama yazamaz isem,

Bindebir’in dili şişer mi şişer.

 

08.02.2016

Ozan Bindebir