Bir ömür sevdiği Elif sanırdı;

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

Kendi öz canından çok kıskanırdı;

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

Seslenirdi “Elif Elif !” diyerek

“Ak gerdana düşmüş zülüf” diyerek

Üf! çeker yanardı “üf üf” diyerek

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

Bilirdi; Elif’i çok nazlanırdı,

Peşinden ya koşar, ya hızlanırdı.

“Elif” der, sazından çok sızlanırdı;

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

Güzeli seçerdi en asil soydan,

Çok da hoşlanırdı bu orta boydan…

Salınıp gelirken düğünden, toydan;

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

Keklik sekişine, su akışına,

Zülfüne kaç türlü gül takışına,

Vurulur düşerdi şu bakışına;

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

Benzetirdi seni bir gonca güle,

Kendisi dönerdi garip bülbüle.

Kemer olmaz mıydı bu ince bele?

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

Bindebir âşığın bitmiyor derdi,

Bir başka sevilir güzelin merdi.

Nasıl methin eyler, gör neler derdi;

Eğer Karac’oğlan görseydi seni.

 

15.10.2016

Ozan Bindebir