Hele bakın memleketin haline!

İnsanlığı terk eyledi soysuzlar.

Düşürdüler cümle âlem diline,

Bir cahili erk eyledi soysuzlar.

 

Yüz verdikçe çok ileri gittiler,

Yeter gayri canımıza yettiler,

Anayasa için yemin ettiler;

Yemininden çark eyledi soysuzlar.

 

Cahillerin elindeyken satırı;

Dürüstlerin sayılmıyor hatırı.

Sülalesi kuruyası katırı;

Yaylamıza örk eyledi soysuzlar.

 

“Yargı”daki yargılanma tasası,

“Yasama”nın tepesinde asası…

“Yürütme”nin zaten dolmuş kasası;

Bellerini berk eyledi soysuzlar.

 

İş istedik; çok ezildik büzüldük

“Sınav” dedi eleklerden süzüldük

Yine işsiz kaldık, yine üzüldük;

Gözyaşımı ark eyledi soysuzlar.

 

Din dersleri makbul fizik, kimyadan

Ağımız boş döndük koca deryadan…

Nice zalim gelip geçti dünyadan;

Cümlesine fark eyledi soysuzlar.

 

Okulda yok; ne kitap, ne dergimiz

Ne duvarda sıva, ne de sergimiz…

Diyanet’e akar yarı vergimiz;

Hakikate şirk eyledi soysuzlar.

 

Demokrasi varmış güya, adı yok

Padişah var; adalet yok, kadı yok

Memlekette hiçbir şeyin tadı yok;

Türlü derde gark eyledi soysuzlar.

 

Her tarafta huzursuzluk, kargaşa

Laf kâr etmez oldu dosta, sırdaşa…

“Barış” diye diye girdik savaşa;

Yönümüzü şark eyledi soysuzlar.

 

Diyanet’ten görüş ister Yargı’mız

Bindebir’im merhem tutmaz sargımız

Kendimize dönmüş batar kargımız;

Sinemizde herk eyledi soysuzlar.

 

26.10.2016

Ozan Bindebir