Her gün çay, simitle sofra kurulmaz,

Sen kur da göreyim boyunu Beyim!

Zannetmeyin sizden hesap sorulmaz,

Alırsın ağzının payını Beyim!

 

Aybaşında gelir vergi, fatura

Bir sırala kalem kalem satıra…

Yokluk günlerini getir hatıra,

Kendine vermezsin oy’unu Beyim!

 

Çok şey beleş, elin varmaz paraya

Antrikotu yersin Altı liraya…

Asgari ücretle otur kiraya,

İçersin paranın suyunu Beyim!

 

Saraylarda her işiniz şatafat,

Sizin kazancınız bizden katbekat.

Daha da olmadı memleketi sat!

Bizi say “memleket hayını” Beyim!

 

İki Bin İki’ye gidersen direk;

Sekiz çeyrek altın almamız gerek.

Asgari ücretle alın da görek,

Yapalım oğlumun toy’unu Beyim!

 

Bu nasıl vicdandır, bu nasıl hesap?

“Diyorsun “hem geçin, hem tasarruf yap!”

Ne manav, ne giyim, ne de bir kasap;

Hesapladın simit, çayını Beyim!

 

Yıllarca gören yok bir kilo eti,

Siz ise yediniz bu memleketi.

Aptal mı sandınız bunca milleti?

Zannetme Sülo’nun koyunu, Beyim!

 

Kime sorsam sana “densiz” diyorlar,

“Dinsizlerden yüz kat dinsiz” diyorlar,

“Bizi gezdirecek donsuz” diyorlar;

Birazcık değiştir huyunu Beyim!

 

Bütün emekçiler kalkarsa şaha,

Bindebir’in derdi kalır mı daha?

Bu karanlık günler çıkar sabaha,

Biz bozarız böyle oyunu Beyim!

 

19.04.2019 – (6+5)

Ozan Bindebir