(İstidrâk Sanatı- Zü'l-metali Gazel)

 

Ey devletli Sultanım, öğrendim silsileni

Gizlemeyi bilirsin, ne yapsan da aleni.

 

Gürcü Bagratuniler Osmanlı’ya direndi,

Nerden bileceklerdi; gün gelir olur kendi.

 

Meğer oradan gelir Osmanlı hayranlığın;

Ne kudretli adamsın, şişince ayranlığın…

 

Bakatoğullarından dedeniz Koca Teyyup

Gelmiş ya Potamya’ya, Batum’u orda koyup.

 

Ya siz gelmeseydiniz, ne olurdu halimiz?

Dinden ayrı kalırsa; ne yapar ahalimiz?

 

Yahudi Nili derler, eşinizin ninesi,

Bu sayede toplandı; Hükümet kabinesi.

 

Bu milleti boş ver sen, Türk’e karıştı Nili,

Bak sizin sayenizde şimdi oldular millî.

 

Bu ne görev aşkıdır, gerisi şöyle dursun

Görev gereği ise, Papaz bile olursun.

 

Vatan için hapiste dört ay Pınarhisar’da;

Sen çok zeki insandın, ondan kaldı hasar da…

 

Neslimiz sürsün diye istedin üç çocuğu,

Bir hayırsever verir, elbette bir kocuğu.

 

Hayran hayran bakmıştık, dediğinde “van münit!”

Anladık ki basmıyor, itin kuyruğuna it.

 

Irkçılık kötü şeydir; “Türk” demeye utandın,

Ne anlamı vardı ki, her gün okunan and’ın?

 

Hakikat sözlerine çoğu diyormuş: Yalan

Güya yaptı diyorlar, her tarafta bir talan.

 

Hizmet verdin ülkene, yıprandın ömür boyu,

Zengin olsan suç mudur, hem de aile boyu.

 

Çok büyük hoşgörün var, tanısan da arsızı

Ayakta karşılarsın; namussuzu, hırsızı.

 

İnsanlar seni sevdi, zor olsa da geçimi

Varsın hile desinler, kazandın ya seçimi.

 

Bir ülkenin kaderi, dosya dosya masanda,

Başkomutan oldun ya, savaş kazanmasan da…

 

On beş sene içinde oldun asrın lideri,

İleri herkes gider, önemli olan geri.

 

Muhalefet her zaman sana olsa da beis

Kefen giyen dostların sana dediler: Reis!

 

Askerlikte ustasın; her asker bunu bilir,

Süvariye ders verdin; ata nasıl binilir.

 

Büyük bir cesaretle teröriste saldırdın,

Süleyman Şah kabrini, bir gecede kaldırdın.

 

Öyle saf gönlün var ki, gelen seni kandırdı,

“Ülke yararı” deyip, nasıl da inandırdı.

 

Ne istese verirdin, sonra paralel çıktı

Senden de utanmadı, etrafı yakıp yıktı.

 

Bütün sırrı faş edip, dört bir yana saçsan da

Halkını siper ettin, sen otelden kaçsan da.

 

Bak şimdi yalan oldu; Ergenekon’la Balyoz

Çokta kötü değilmiş, seni kurtardı balyoz.

 

İnsanlar dine döndü, terlik ile fes ile

Çar çabucak hallettin, kalmadı bir mes’ele.

 

Dünyadaki liderler, karşına çıkmıyorlar

“Parmağım kopar” diye, elini sıkmıyorlar.

 

Yirmi Bir’inci asrın, ilk çeyreği; Yirmi Üç

Hedefiniz şeriat, engel değil hiçbir güç.

 

Sana hayran olana, diyorlarmış: “yalaka”

Böylesi inkârcıya, elbet lazım falaka…

 

Sen ne adil insansın, adalet dudağında

Tek başına becerdin, tarihin bu çağında.

 

Yüce Atatürk bile, sen gibi yapamadı

Adaletten, hukuktan bir yana sapamadı.

 

Fazla dikkate alma, bu garip Bindebir’i

Konuşur durur işte, bir ileri bir geri.

 

09.10.2016

Ozan Bindebir