Yanlış bir kelime yazsam, peşinen siliyorum,
Birine zarar vermişsem, çok özür diliyorum.
Bana “kör cahil” dersiniz, cahilim biliyorum;
Amma kör cahil değilim, gözüm çıkmışsa bilmem.
Sata sata bitirdiniz, yılan kırkma sırası
Sözlerimden gocunacak; kimin varsa yarası.
Açlık sınırı altında, en az ücret parası;
Dua ile yoksulluğa, çözüm çıkmışsa bilmem.
Kaba göre şekil alıp, dolmak için akmadım,
Görünen yüzüm işte bu; maske filan takmadım.
Bu dünyada yobaz gibi, insanları yakmadım;
Külümü eşelersiniz; közüm çıkmışsa bilmem.
Ülkeyi ne hale koydu, bir yobazın irisi
Oldum olası yalandır; ilerisi gerisi.
Bana “süt kuzusu” demiş, ukalanın birisi;
Süt dişlerim çoktan düştü, azı’m çıkmışsa bilmem.
Kul hakkını yiye yiye, insanları ezmedim;
Borcu devlete yükleyip, Haccı filan gezmedim.
Yurtsevere kumpas kurup, vatanımdan tezmedim;
Ben çıkmadım yurtdışına, sözüm çıkmışsa bilmem.
Biz karada boğulurken, gemilerle yüzenin;
Resmini koyun içine, kurduğunuz müzenin…
Açlığa mahkûm eyleyen, bu soyguncu düzenin;
“İçine edeyim” derken, gazım çıkmışsa bilmem.
Hem yönetir hem de türlü herzeleri yerseniz;
Bindebir teslim olur mu, dünyaları verseniz?
Benim haklı sözlerime, “bunlar suçtur” derseniz;
Ben sade şiir yazarım, yazı’m çıkmışsa bilmem.
07.12.2016 – (8+7)
Ozan Bindebir