Yakınamaz olduk gayri gurbetten;

Sıla da gurbeti aratır olmuş.

Komşuluklar bitmiş; kovdan gıybetten

Sorunu insanlar yaratır olmuş.

 

Eşik deşik olmuş köyün merası,

Köyden göçüp gitmiş çiftçinin hası.

Çalılara esir düşmüş tarlası,

Köyde kalan ömrün çürütür olmuş.

 

Ne sığırı kalmış, ne de sığırtmaç

Ne koyun, ne çoban; kurtlar şimdi aç.

Fidan için çukur dolmuş tüm Yamaç;

Devlet güya orman üretir olmuş.

 

Sürüler sığmazken dağ yatağında;

El vardı sabanın her tutağında…

Köylüm şimdi kalmış borç batağında;

Gözyaşı toprağı eritir olmuş.

 

Issız dağlar artık devlete teslim,

Üç beş yıla köyden tükenir neslim.

Aynı baş yastıkta o gül nefeslim:

“Köye gitmem” diye diretir olmuş.

 

“Boyun eğmeyelim” diye namerde,

Bir çabadır düşmüş, köyde her ferde.

Bindebir’im yenik düşmüş bu derde;

Ecel dişlerini sırıtır olmuş.

 

04.12.2016 – (6+5)

Ozan Bindebir